"Mustafa" filmi ve diğerleri tekmili birden vizyonda.....!

Dostlar, aylardır içimden yazmak gelmiyor. Neden? Diye soranlarınız olacaktır. Evet dostlar, eskiden hep sabahları kalktığımda babamın çoktan kalkıp bakkala gidip ekmek, gazete, süt alıp eve döndüğünü, sobayı yakıp çayı demlediğini, kahvaltı sofrasını kurduktan sonra da sobanın yanında gazetesini okurken ve çayını yudumlarken bulurdum. Şimdilerde ise adet değişti. Daha sonraki yıllarda ben evlenip barklanıp çoluk çocuk sahibi olduktan sonra bu görevi üstlendim. Ama ne oldu ne zaman oldu hatırlamıyorum ama şimdi ben şu anki emekli olduktan sonraki günlerimde sabahları çok erken kalkıyorum. Genelde o saatlerde dükkanlar kapalı ev ahalisi ise uykuda oluyor. Gazete almayı yıllar önce bıraktım. Şimdilerde sabah kalktığımda kahve makinesine filtre kahveyi koyuyorum. Kahve olana kadar sigaram bitmişse o günkü sigaralarımı sarıyorum. Diz üstü bilgisayarımı mutfaktaki masanın üstüne koyuyorum. Kahvemi alıp sigaramı da yakıyorum başlıyorum netteki gazete haberlerini okumaya. TV ancak ev halkı kalktıktan sonra açılıyor. Ben zaten ne zamandır TV izlemiyorum. TV de ancak güzel bir film veya tartışma programı varsa izliyorum. Zaten hoş doğru dürüst ulusal yayın yapan kanal kalmadığı içinde epeydir TV izlemiyorum.

Aylar evvel yine bir gün her zamanki gibi bir sabah kalktım. Her zaman yaptıklarımı yaptım. Nette gazete haberlerini okurken gözlerime inanamadım. Okuduğum haberi bir daha okudum. Resmen şok olmuştum. Gerçi ne zamandır şehit haberleri nedeniyle gazete haberlerini de gönülsüzce okuyordum. Haberde ERGENEKON diye abuk sabuk bir örgüt yapılanması gerekçesiyle bir sürü yazarı, çizeri, emekli subayları sabahın kör ezanında evlerini basarak emniyete götürdükleri yazıyordu. Polisin soruşturma adı altında gözaltına aldığı isimleri okuduğumda resmen şok oldum. İktidardaki partinin pertavsızca sergilediği eylemlere baktığımda genelde şaşırmıyordum ama bu sefer resmen şok oldum. İçimden geçirdim hangi cesaretle bunları yapıyorlar diye kendi kendime sordum. Arkasından daha kendime gelemeden başka gözaltılar da oldu. Ve hala bu gözaltılar devam ediyor. Sanki bir film izler gibi aylardır olanı biteni izliyorum. Filmin tümüne baktığımda sanki iktidara Amerikanın CIA örgütü tarafından hazırlanıp verilmiş bir senaryo uygulamaya konmuş ve bu senaryo gereği iktidara muhalefet yapan anti amerikancı kesimin önde gelen isimleri ve yine TSK da önemli görevler yapmış emekli subaylar gözaltına alınıyor. CIA tarafından finanse edildiğinden adım gibi emin olduğum bazı medya grupları, tabi en başta iktidar yanlısı medya grupları hep bir ağızdan bir koro tutturmuşlar gidiyor. Hatta bir medya gurubu var ki bir gün gazete ve TV kanallarında iktidara övgüler düzüyor bir de bakıyorsun ertesi gün iktidarla kavga ediyor. Sonra öğreniyoruz ki bu medya gurubu ile iktidar arasında ki alışveriş bozulmuş. Yani bütün mesele çıkar çatışması. Yani anlayacağınız bu memlekette doğru haber alacağınız ne bir gazete kalmış ne de bir TV kanalı. Hayretle ve dehşetle izliyorum. Her gün bu yandaş ve yalaka medya güruhu belli ki bu senaryonun baş aktörlerinden olan savcı tarafından kendilerine servis edilen soruşturma tutanaklarını yayınlıyorlar. Bir bakıyoruz ki savcının da maşallah dosyası da epeyce kabarık neredeyse yemediği halt kalmamış. Artık hayret de etmiyorum nedense devlet kurumlarında önemli görevlerde bulunan şahıslar bu savcı gibi hep imam hatip çıkışlı. Biizde yaygara koparıyoruz laiklik elden gidiyor diye. Korktuğumuz başımıza geldi. Kabahat onlarda değil. Bu yıllar önce uygulamaya konmuş bir senaryonun günümüzde gelmiş olduğu bölüm. Senaryonun devamını tahmin etmek hiç de zor değil.

Bir gün bir bakıyoruz meclis çatısı altında olan bir parti kalkıyor mecliste başta Kürtçe, Türkçe ve başka birkaç dilde hazırlanmış bir bildiri dağıtıyor. Bildirinin içeriğini öğrendiğimde dehşete kapıldım. Türkiye’nin 25 federal özerk bölgeye ayrılmasını istiyorlarmış. Yarın bir gün de bölücü başı olan İmralı da ki zatı da serbest bırakın diyecekler. Öte taraftan Barzani denen eşkıya bozuntusu Amerika tarafından Yeni kürt devletinin başkanı olarak Beyaz sarayda ağırlanıyor. Amerikan senatosunda Türkiye nin geleceği ile ilgili plan bir harita ile senato üyelerine yine bir CIA Ortadoğu uzmanı tarafından anlatılıyor. Bizimkiler ne yapıyor? baş müttefikimiz olan Amerikanın bu davranışını seyretmekle yetiniyorlar. Hiç şaşırmıyorlar. Hiç tepki göstermiyorlar. Ne hükümetten, ne dış işlerinden nede sayın başbakandan bu konuda tek tık yok. Çünkü bu sessizliğin nedeni belli. PKK yanlıları sokaklara dökülmüş her gün ayaklanma provaları yapıyorlar. Başbakan da güneydoğuda dolaşıyor. Her gittiği yerde ayaklanma provaları yapılıyor. Artık PKK nın partisi olduğunu saklamayan DTP milletvekilleri başbakanı resmen tehdit ediyorlar. Sakın güneydoğuya gelme sonu fena olur diye. Şimdi neler oluyor diye bizler koyun gibi bakıyoruz. Ama biz bilmiyoruz ki onlar senaryoyu sonuna kadar biliyorlar bilmeyen ise bizleriz. Koyun Cumhuriyeti vatandaşlarıyız ya.

Bir şeye hayret ediyorum! ATATÜRK dönemi 15 sene, 10 senede İNÖNÜ dönemi yönetimi ettimi 25 sene peki geriye kalan 60 senedir ise sağ partiler iktidarda. Heyhat memleketin hali ve bizlerin pür melali ortada. ATATÜRK ün 15 senede yaptıkları ise yok ortada. Birde parasını kimin karşıladığı ve kimler tarafından yaptırıldığı bilinmeyen MUSTAFA filmi var sadece ortada. Yani 60 sene sonunda yapabildikleri ancak bir tek şey var oda MUSTAFA.

Yani anlayacağınız işte bu yüzden yazmak gelmiyor içimden. Ben bu günlerde işte bu AMERİKA yapımı filmleri izliyorum sadece…

Bizler ne yapıyoruz uyuyoruz milletçe… iyi uykular…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Size çarpan araç faili meçhul ise

RON CLARK STORY

BAŞKA BİR İSTATİSTİK