YÜREĞİMİZDE YANGIN VAR

YÜREĞİMİZDE
YANGIN

VAR


Yüreğimizde yine yangın var. Bu fidanlar için İki gündür ağlıyorum. Çünkü ben de bir babayım. Benimde bir fidanım var. Gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. Birileri bana anlatsın. Bir tarafta dünyanın en güçlü ordularından biri Türk ordusu var. Diğer tarafta üç beş çapulcu. Nasıl oluyor da böylesine bir cesaret gösterip saldırıyorlar hem de askeri bir stratejiyle ve de ağır silahlarla. Ben bu saldırının PKK ‘nın ötesinde güçlerce gerçekleştirildiğini düşünmeye başladım, yani PKK lılar arasında profosyonel ABD askerlerinin de bulunduğu kuşkusu doğdu içimde. Çünkü bende askerlik yaptım. Dağa çıkmış üç beş çapulcunun işi değil bu saldırı bence.

Bakın oradan yaralı kurtulan bir askerimizin o geceye dair anlattıklarına :




"Çatışma saatler sürdü. Şarjörlerim bitince, şehit olan arkadaşlarımızın şarjörlerini aldım. Beş şarjör bitirdim..."
"Cumartesiyi pazara bağlayan gece yarısı, saat 00.20'de çok kalabalık geldiler. Biz tepede 50 kişiydik. Üstlerimizden öğrendiğime göre, içimizden, bizi bilen biri “Buraya gelebilirsiniz, Burası savunmasız” demiş..."
"PKK'lıların yanlarında roketleri vardı. Doçka (bir tür uçaksavar) bile getirmişlerdi. Saat 4'e çeyrek kala Kobralar geldi. Kobralar bastırmaya başlayınca gittiler. Benim yanımda çok arkadaşım öldü. İki tanesini sırtımda taşıdım helikoptere. Onlar gidince sağdan soldan yaralıları topladık. Ben de yaralıyım ama diğer çocuklara göre iyiyim."





Şehit Asteğmen


Mehmet BOZKUŞ


Bu resmen bir meydan okuma. Hükümet ve ordumuz daha ne bekliyor. Birde buradan ben fikrimi söylemeden geçemeyeceğim, orada 3-5 aylık daha yeni acemi birliğinden eğitimden çıkmış deneyimsiz askerlerin böylesine bir yere gönderilerek görevlendirilmesi doğrumu?. Bu mücadele bence profosyonel askerler tarafından yapılmalı. Yeterince eğitim görmemiş sıradan askerin orada ne işi var. Güney doğuda yaşayan vatandaşlarımızı ve yaşam şartlarını iyi biliyorum. O yöre insanı silahla daha 4 - 5 yaşlarındayken tanışıyor. Yani dağdaki eşkıya o yöredeki gençleri daha çocuk yaşlarda dağa kaçırıp yetiştiriyor. Bizim batı Anadolu dan askere giden gençlerimiz ise silahı askere gidince ilk defa görüyor ve eline alıyor. Bu millet çocuklarını sokakta bulmadı. Orada savaşmak için şahsen ben oraya gitmeye hazırım. O fidanların yerine bizleri alsınlar askere. Onlara bu ülkenin daha çok ihtiyacı var. Bizler yeterince yaşadık. En azından hayat tecrübemiz var. Seferberlik ilan edilmeli bence. Ben şahsen gönüllü olarak askere gitmek istiyorum. Yeterince yaşadığıma inanıyorum. Hiç değilse bir işe yarar ve bir ideal uğruna ölürüz. Yarınlarda çocuklarımızın bu topraklarda huzurla yaşamasını sağlarız. Yeter ki artık bu fidanlar ölmesin.


Bakın yaralı olarak kurtulan bir askerimizin anasının sözleri :




“Çatışma haberini aldığımda her asker annesi gibi dünyam yıkıldı. Oğluma ulaşmak için her yolu denedim. En sonunda tedavi gördüğü hastaneden beni aradı. (İyiyim) dedi. Yaralarını benden sakladı. Ama yaşadığı için çok mutluyum. Şehit Asteğmen Mehmet Bozkuş'un timindeydi oğlum. Çatışmada beraberlermiş. Komutanı kollarında şehit düşmüş. Tek isteğim bir an önce oğluma kavuşmak. Askerliğinin bitmesine 20 gün vardı. Biz de oğullarımızın yanına gidelim. Kurtuluş Savaşı'ndaki gibi Mehmetlerimize cephane taşıyalım. Onların yemeklerini yapalım. Gerekirse onlarla birlikte cepheye gidelim. Ama bu terör bitsin artık. Biz çocuklarımızı kuru ekmek soğanla büyüttük. Vatanı korusunlar diye askere gönderdik. Onlara gelen kurşun, bize gelsin. Onlar öleceğine bizler ölelim.”




Biliyormusunuz? belki de dikkat edilmesi gereken en önemli şey, 24 yıldan beri bu işin neden sona erdirilemediği hususudur. Eski MİT Başkanı “Siz bomba atarken, PKK mağarada yerin 20 metre altında saz çalıyor” diyor. Bu ne demek sizce…



Gelelim esas meseleye. Hükümet neden hala bekliyor? Neden hala kameralar karşısına geçip bu milleti enayi yerine koyan beyanatlar veriyorlar? Neden hala sınırın ötesindeki iki soytarıyı konuşturuyorlar? Neden hala IRAK a verilen elektrik kesilmedi? Neden hala HABUR kapatılmadı? Neden İNCİRLİK hava alanına hala el konulmadı? Ve daha birçok önlem neden hala alınmadı? 24 senedir ne yapılıyor? Bu güne kadar neden hala plan yapılmadı da şimdi yeni harekat planlarının yapıldığından söz ediliyor? İsrail den daha küçük bir devlet değiliz ki biz. İsrail 2 asker için LÜBNAN da taş taş üstünde bırakmadı. Diyeceğim o ki. Ey Hükümet üyeleri kendinize gelin TÜRK milletinin onuruyla da artık oynatmayın. 8 evladımızı da lütfen sağ salim geri getirin (pek ümidim yok ya). Onun için artık, PKK'nın cinayetleri karşılığını bulmalıdır. Onlara arka çıkan ve destek verenlere de gereken cevap verilmelidir.


Bu arada üzerine basa basa söylemek istiyorum. Bu ülkede 1983 senesinden önce Kürt, Türk, Ermeni, Yahudi diye bir mesele yoktu ki. Kaldı ki bu ülkede yaşayan Çeçen, Rum, Süryani, Gürcü, Tatar, Kazak, Boşnak, Arnavut asıllı dünya kadar Türk vatandaşı yaşıyor. O zaman herkes dağa mı çıkmalı. Ben bu gün güneydoğu illerimizde köylerimizde kasabalarımızda dolaşırken o yörede yaşayan vatandaşlarımızla yanımda tercüman olmadan konuşmak sohbet etmek istiyorum. Ben askerlik yaptığım Mardin de bakkaldan yumurtayı Kürtçe istemediğimden 3 ay yumurta alamadığımı hiç unutmuyorum. Artık 21.yüzyıl Türkiye sinde okulu öğretmeni olmayan köy kalmasın. Hükümete düşen en büyük görev bu bence. Bu gün güneydoğulu bir genç diyorum bana bir not yazmış “bana Türkçe’yi askerler öğretti. Ben askerlerimize ömür boyu minnettarım” diyordu. Bizim o yörede yaşayan insanlarımızla bir derdimiz yok ki. Onlar elbetteki kardeşimiz. Hiçbir zaman farklı düşünmedik ki. Onların yaşamsal sorunları ise mesele aynısını Sivas ‘da köyümün insanları da yaşıyorlar. Üstelik yaşam koşulları o yöre insanlarından daha kötü.


Gelelim sınır ötesi müdahaleye. Bana göre mesele PKK meselesi olmaktan öteye gitmiştir. Komşumuz olduğu ve bu nedenle de yardımlar yaptığımız bir ülkenin ve liderlerinin söylemlerine ve niyetlerine bakın. Okyanus ötesinde bulunan bir ülkeye sırtını dayamış pertavsızca, sınırını bilmeden onurumuzu zedeleyici konuşmalar yapmaktan çekinmiyorlar. Bu nedenledir ki bizim f-16 lar şu Barzani ve Talabani soytarılarının kucağına birer adet kedi bırakıversin. Bize bir kedi bile vermezlermiş ya erkeklik bizde kalsın biz onlara veririz. Türk askerinin postalını yalayacağı günler çok uzak değil.


DPT 'li millet vekillerine de buradan bir çift sözüm var, alenen terör örgütüyle ilişkilerinin olduğunu beyan ettiler. Talep edilirse 8 askeri geri getireceklerini söylediler. Bu nasıl iş, “bunlar hem kucağımızda oturuyorlar hem de sakalımızı yoluyorlar”. Hangi ülkede olduklarını ve hangi ülkenin milletvekili olduklarını unutuyorlar galiba. Esasında Yüce TBMM ye hiç yakışmıyorlar. Güçleri yetiyorsa o zaman dağdakileri indirsinler de ovaya görelim o zaman. Tabi önce talep edilmeden 8 askerimizi getirsinler de önce. Alenen PKK temsilcisiyiz diyorlar ve herkes seyrediyor onları. Onlar aynı sınırın ötesindeki iki soytarı gibi tiyatro oynuyorlar ve bu milletle alay ediyorlar.


Bu komedi bitsin artık….Bunlara fırsat vermeyelim. Dahası bu akan kan dursun artık….Fidanlarımız ölmesin artık…. Teröre harcanan paralarla okul yapalım, sağlık ocağı kuralım….O yöreye yatırım yapalım….En önemlisi ben oraya gittiğimde tercümana gereksinme duymadan o yöre insanlarıyla sohbet edebileyim….

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Size çarpan araç faili meçhul ise

RON CLARK STORY

BAŞKA BİR İSTATİSTİK