TESADÜFLER

TESADÜFLER

TAMAMEN
TESADÜF......!

Sevgili dostlar tam da bu günlere uygun hani sayın başbakanımız "YİMPAŞ modası çıkarttılar" diyor ya bende onlarla ilgili tesadüflere yer vermeye karar verdim. Aşağıda sıralayacağım her şey tesadüf canım....!Okadarcık...


  • Vodafone yöneticileri ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 'ın kızı Zeynep Basutçu Unakıtan, 14.Kasım 2005’ günü 11.45 ile 12.10 arası“TesadüfenTelsim binasındadırlar.


  • Vodafone ihale Öncesi Cüneyt Zapsu ’ya ihalede yardımcı olması için “tesadüfen” faks çeker.


  • Ne ilginç “tesadüftür ki”, birkaç ay sonra Telsim ihalesini, Vodafone kazanır

  • Haziran 2006 ayında Sağlık Bakanlığı Kolestrol İlaçlarının bedelini ödemeye son verir


  • Temmuz 2006 ayında yani iki üç hafta sonra Ülker Grubu piyasaya kolestrol düşürdüğü iddia edilen Ülker Kalbim Benecol markasıyla yoğurt, yoğurt içeceği, süt ve margarinin satışına başlar.


  • Tamamen Tesadüf!!!



  • Ülker Grubuna bağlı Data Teknik, son üç yılda yapılan kamu bilgisayar iletişim altyapı ihalelerinin (Milli eğitim, Adalet Bakanlığı, Türk Telekom, PTT vs) tamamına yakınını “tesadüfen” kazanır.

  • Başbakanın Ülker’in bayisi olması ile bu dönemde Ülker’in büyümesi arasında hiçbir ilişki kurulamaz. Gerek Albayrak ’ların gerek Ülker grubunun en büyükler arasına girmesi tamamen tesadüftür.

  • Başbakan Erdoğan Lübnan’da Harriri Ailesine başsağlığı ziyaretine gider. Uzun süre aile fertleriyle başbaşa görüşür ve Türk Telekom özelleştirme ihalesini Harriri ailesinin şirketi olan Oger Telekom “tesadüfen” kazanır.

  • Abdulkadir Aksu ’nun içişleri Bakanı olduğu dönemlerde (1989-1991), (2003- ) Bölücü terörün tırmanışa geçmesi de bir tesadüftür

  • CHP’den AKP’ye geçen milletvekillerinin tamamının işadamı olması tamamen tesadüftür.
    CHP’den AKP’ye geçen vekillerden; Batman milletvekili Nezir Nasıroğlu’nun kuzeninin şirketinin 17 milyon dolarlık, Ağrı Milletvekili Cemal Kaya’nın şirketinin ise 11 milyon dolarlık ihale alması tesadüftür. Cemal Kaya’nın daha sonra Enerji ihalelerindeki yolsuzluklarla ilgisi olduğu anlaşıldığından milletvekilliğinden istifa etmek zorunda kalması ise tamamen tesadüf.

  • Adana Milletvekili Atilla Başoğlu AKP’ye geçtikten sonra Maliye Bakanlığının, tahakkuk eden vergi cezalarını 600 milyar liradan 319 milyar liraya indirmesi tamamen tesadüftür
    Kayseri Milletvekili Muharrem Eskiyapan’ın şirketi için İstanbul Belediyesince imar planında değişiklik yapılması da tesadüf…

  • Ulaştırma Bakanı Binali Yıldınm'ın 24 yaşındaki oğlu Erkan Yıldırım'ın 1.5 trilyon lira harcayarak gemi sahibi olması, tamamen tesadüf eseri. Erkan Yıldırım'ın "Borç aldım" dediği Santour şirketine Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı Türkiye Denizcilik işletmelerinin Ankara Feribotu 'nu ihalesiz kiralaması da tesadüf.

  • AKP’de, yolsuzluklara adı karışan Ali Dibo’ların el üstünde tutulması; buna karşılık, yolsuzlukları gündeme getiren milletvekillerinin (Örneğin Turan Çömez,Hamza Albayrak, Ersönmez Yarbay) dışlanması, daha ileri gidenlerin istifaya zorlanması (Emin Şirin) veya ihraç edilmesi (Fuat Geçen, Mahmut Koçak) tamamen tesadüftür.

  • Başbakan Erdoğan’ın mersinli çiftçiye “Artistlik yapma lan, al ananı git” demesi,Genel Kurmay Başkanına “Hocam” diye hitap etmesi, TC Devletinin Büyükelçisini vatandaşlara yuhalatması, ana muhalefet liderine üç noktalı ucu açık hakarette bulunması, sık sık etrafındakilere “yahu” diye hitap etmesi tamamen tesadüftür. Bu olay Başbakanımızın sokak adamlığından Devlet Adamlığına geçemeyişinin göstergesi olarak nitelenemez.

  • Türkiye Tarihinin en büyük kadrolaşmasının yapılması; kadrolaşmanın kıyımında ötesinde zulme dönüşmesi; kamu kuruluşlarında kurumsal hafızanın yok edilerek, devlet çarkına çomak sokulması; kadrolaşmada ehliyet veliyakat dışında kriterlerin esas alınması, ( AKP’den aday olmak, Seçimlerde AKP için fiilen çalışmak, eş dost akraba olmak, tarikat vb bağları bulunmak, İHL kökenli olmak vb) tamamen tesadüftür. Örneğin, üst görevlere getirilen Binali Yıldırım’ın ve Abdulkadir Aksu başta olmak üzere AKP’ ileri gelenlerinin 1. derece akrabaları arasında yapılan atamaların binlerle ifade edilmesi; bazı bakanlıkların bazı tarikatlarca parsellenmesi; Cumhurbaşkanına imzaya gelen atamaların önemli bir bölümü cumhurbaşkanınca imzalanmamasına rağmen aynı kişilerin vekaleten aynı görevleri yürütmesi; İmam kadrosundan Genel Müdürlüğe, Daire Başkanlığına atanan yüzlerce bürokrattan bahsedilmesi;tamamen tesadüftür.

  • Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde hakkında açılan idari soruşturmaların önemli bir bölümünü yürüten Mülkiye Başmüfettişi Hüseyin Avni Coş’un, AKP iktidarı döneminde önce Bingöl, sonra Aksaray ve şimdi de Kırklareli Valisi olarak görev yapması;Üsküdar Adliyesi'ndeki zimmet, sahtecilik davasının hakimi İsmail Rüştü Cirit’in, AKP döneminde Yargıtay üyesi seçilmesi; Tayyip Erdoğan'ın malvarlığını haksız kazançla artırması ile ilgili davanın Hakimi Mustafa Kozan’ın AKP iktidarı döneminde Ankara Adliyesi'nde Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olması gibi onlarca atama tamamen tesadüf...ten ibarettir. Yoksa bu tür atamalar sayın başbakanın “minnet” borcuyla alakalı değildir.

  • Sayın Başbakan 23 Temmuz 2003'te 7. uyum paketini Erzurum'da imzalamıştır. Burada alınan kararlar 7 Ağustos tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Bu pakette yer alan maddeler AB dayatması, manda ve himayeciliğe işarettir. Erzurum Kongresi de 23 Temmuz da toplanmış, 7 Ağustosta dağılmıştır. Bu olay tarihle hesaplaşma değildir. Tamamen bir tesadüftür.

  • Dış Politikanın Ahmet Davutoğlu ve Cüneyt Zapsu başta olmak üzere, Başbakanın Danışmanları tarafından yürütülmesi; Dışişleri bürokratlarının tamamen devre dışı kalmaları, kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerde ne gibi tavizlerin verildiğinin bilinmemesi, Kıbrısta taviz üzerine taviz verilmesi, tüm blöflere kamuoyu önündeki rest çekmelere rağmen Kuzey Irak’ta harekat yapılamaması,dün astsubay çavuşla görüşme yapmak için randevu alan Talabani’nin bugün Irak Cumhurbaşkanı olması, hatta zaman zaman Türkiye’ye kafa tutan demeçler vermesi;Türk Tarihinde ilk defa Türk Subaylarının başına çuval geçirilmesi, İncirlikte bir Binbaşımıza ABD’li çavuş tarafından kelepçe takılması vb. yüzlerce olay tamamen tesadüftür. Bu olaylar “Türkiye Bağımsız ve onurlu dış politika anlayışından vazgeçti” şeklinde yorumlanamaz..

  • Fındık ve tütün başta olmak üzere Türk Tarımının gözden çıkarılması, zamanın tarım bakanı Sami Güçlü’nün köylülere hitaben gözünüzü toprak doyursun demesi,kuş gribi vakasında gerekli önlemler alınamayarak Tavukçuluk sektörünün bir bölümü yabancı üç-beş sermayedarın eline geçmesine imkan verilmesi,

  • Özelleşme adı altında kamunun elindeki dev işletmelerin yabancılara peşkeş çekilmesi, bazı özelleşmelere yerli sermayenin ve çalışanların katılmasının engellenmesi,

  • Yabancıların; özelleşme ile Türkiyenin büyük sanayi kuruluşlarına, toprak ve köy kanununda yapılan değişikliklerle tarım arazilerine, diğer kanun değişiklikleri ile türk finans sistemine, hatta büyük hipermarketlerin tamamına sahip olması, yabancılara daha düşük vergi oranlarının uygulanması

  • KISACASI TARIM ve SANAYİ POLİTİKALARININ YABANCILARIN ÇIKARI DOĞRULTUSUNDA DÜZENLENMESİ, ÜLKEMİZ İNSANINA KARA-KARA DÜŞÜNMEK DIŞINDA SEÇENEK BIRAKILMAMASI TAMAMEN TESADÜFTÜR.

  • Halkla İlişkiler Uzmanları, Beyaz’ın, Ak’ın temizliğin lekesizliğin rengi olduğu için, şaibeli liderlere, şüpheyle karşılanan olaylara,kirlilik şüphesi oluşmaması istenilen örgütlere “beyaz”la “ak”la ilgili önerilerde bulunurlar. Örneğin Tansu Çiller’in hep beyaz giysileri tercih etmesi, İran Şahının kurduğu zulüm düzenini “AK Devrim” diye tanımlaması, ihtilallerden sonra Beyaz Kitap’lar yayınlanması.. Dünyanın en kirli yerinin “Beyaz Saray” diye tanımlanması hep bu nedenledir.
    AKP’lilerin partilerine AK Parti denmesini istemeleri, AKP diyenlere itiraz etmeleri ise bir tesadüftür. Bu olayın AKP’nin kirlenmesi ile bir ilgisi yoktur.

  • Ben Tesadüflere inanırım… Binlerce de olsa sıralanan tüm bu olaylar bir tesadüftür.
    AKP; en temiz, en demokrat, en milli, en anti emperyalist partidir.
    Bu nedenle,
    Yapılacak ilk seçimde, elimi hatta kafamı kırmak pahasına da olsa Oyum AKP’nin olacak…
    DİYORSANIZ, KUTLARIZ


“Her Toplum layık olduğu şekilde yönetilir.” Hadis-i Şerif


Yorumlar

gaykedi dedi ki…
toplumsal linçle ilgili birşeyler okurken aklıma düştü, isyerinde bir kac gündür birisi her sabah Erbakan tayfasının Milligazete'sini bırakıyor,hemde ücretsiz, islamı holdinglere yimpaşa falan para kaptıranlar, paraları nereye gidiyor diye merak etmesinler derim, bu gazetemsi şeyin hicri 17 şevval 1427 tarihli geçen günkü sayısında :) evet gerçekten böyle bir tarih var üzerinde yani 8 kasım çarşamba 2006, fazla değil canım sadece 600 sene geriden geliyorlar :)

araplar bile artık dünyayla aynı miladi takvimi kullanıyor, bunlar araplardan daha arapçı galiba ya herneyse; manşet "Bunlar Lanetli Kavim" bahsedilen israil, herhangi bir milletin yaptıklarını eleştirmek ayrı lanetli olmakla suçlamak ayrı ! birileri de kalkar türklere doğuştan barbarlar der, kürtlere bunlar adam olmaz vahşiler der, araplar cahil oğlu cahildir, müslümanlık dünyada ki en ilkel dindir der....der de der...sonra ortalık birbire girer...üf ya üff gelde sinirlenme şu dangalaklara !

Bu blogdaki popüler yayınlar

Size çarpan araç faili meçhul ise

RON CLARK STORY

BAŞKA BİR İSTATİSTİK