Kayıtlar

Ağustos, 2006 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HAYATA DAİR DERSLER

3 fıkra ve hayata dair ders! Ders 1: Adamın biri tam duşa girmek üzeredir ve karısı da duşunu almış olarak kabinden çıkmaktadır ki, kapının zili çalar. Kapıya kimin bakacağı konusunda ufak bir tartışma sonrasında kadın pes eder. Üzerine bir havlu alarak merdivenlerden aşağı iner ve kapıyı açar. Gelen eşinin arkadaşı x 'tir. Kadın daha selam veremeden x "havlunuzu üzerinizden yere düşürürseniz size anında 300 Euro veririm" der. Kadın bir müddet tereddüt eder, ancak havlunun düğümünü açarak havlunun düşmesini sağlar. X ona bakar ve 300 Euro verir ve söze devam eder: "Antrede doğabilecek ufak bir tensel yakınlık için size 500 Euro daha verebilirim, hem de derhal" der. Önce şaşkın, fakat daha sonra adrenalinin verdiği heyecan ve alacağı para ile yapabileceklerinin anlık hayaliyle kısa bir duraksamadan sonra kabul eder. Yaşamış olduğu olayın ve kısacık bir süre içerisinde edinmiş olduğu ufak servetin heyecanıyla merdivenlerden yukarı çıkarak banyoya geri döner.

SEVİYORUM DİYEBİLMEK

SEVİYORUM DİYEBİLMEK 15 yıl kadar önceydi. Tommy'yi ilk o gün görmüstüm. "inancin tarihi" dersimin öğrencilerinden biriydi. Uzun saçlı, değişik bir gençti. Sınıfta benimle en çok tartışan öğrenci oldu. Tanrı'ya kayıtsız şartsız inanmayı kabullenmiyordu. Mezun olurken bana, imalı imalı "Günün birinde Tanrı'yı bulacağıma inanıyormusun, hocam?" dedi... "Hayir" dedim, yumusakça... "Yaa.." dedi... "Oysa senin bu derste Tanri'yı pazarladığını sanıyordum hocam... " Kapıdan çıkıp gitmek üzereyken arkasından bağırdım: "Tanrı'yı bulabileceğini düşünmüyorum. Ama o seni mutlak bulacak, bir gün, eminim." Tommy omzunu silkip yürüdü. Mezuniyetten sonra izini kaymetmiştim ki, acı haberi kendisi getirdi bana... Ölümcül kansere yakalanmıştı... Odama girdiğinde zayıflamış, çökmüştü. Kemoterapi, o uzun saçlarını dökmüştü. Ama gözleri hala pırıl pırıldı "Birkaç haftalık ömrüm kalmış hocam" dedi... "Sana bir se

TÜRK USULÜ YOL YAPIMI

YOL NASIL YAPILIR M alum zamanlarin birinde KAYSERi 'de Amerikalıların yardımı ile karayolu çalışmaları yapılıyormuş. Bölgeye yakın bir köyde de köylüler bir patika yolu yapıyorlarmıs. Bunun için bir eseği tepeye doğru kovalayıp onun geçtiği yeri sertleştirerek yolu tamamlıyorlarmış. Malum hayvan içgüdüsel olarak hedefe doğru en az yorucu yolu seçer ya !... Bu köylüler, o sırada orada vazifeli olan bir Amerikalı mühendisin dikkatini çekmiş. Mühendis olanlari merak ederek tercümanı -ya da karayolu projesinin bir Türk yetkilisi ile yanlarına gitmiş. -"Kolay gelsin, ne yapıyorsunuz burada böyle?" içlerinden en uyanık olanı; -"Yol yapıyoz" diye cevap vermiş. -"E, bu eşek ne işe yarıyor?" Köylü genel işlem sırasını şöyle bir anlatmış. Eşeğin yolun nereden geçeceğine karar verdiğini söylemiş. Amerikali mühendis çok ilginç bulduğu bu fikre gülmekten yerlere yatmış : -"Eee...Eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?" diye sormuş... -"O zaman Amerika&

Çok Sevdiğim MÜŞFİK KENTER 'den Bir Şiir

Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi? Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi? Hiç vaktiniz yok, "Fast live", "Fast food", "Fast music", "Fast love"... Dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar... Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi. Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum! Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini? Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını? İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza? Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız? Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir? Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman? Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını? Ve ıslak toprak kokusu var

No Bravery (video)

No Bravery (video) Mutlaka ziyaret edip izlemeniz gereken bir site. Eminim pişman olmayacaksınız........

Mutlu bir evliligin formülü var mi sizce? :-))

Mutlu bir evliligin formülü var mi sizce? :-)) Karım ve ben bir evliliği sonsuz yapmanın sırlarini keşfettik.... Haftada iki kere, güzel bir restoranta gideriz, biraz şarap, biraz güzel yiyecek... Salı günleri o gider, Cumaları ben... Ayrı yataklarda yatarız... Onunki izmir'de, benimki istanbul'da... Karımı her yere götürürüm... Ama her seferinde dönüş yolunu bulur... Yıldönümümüz için karıma nereye gitmek istedigini sordum... O da "Uzun zamandır gitmediğim bir yer olsun" dedi... Mutfağı önerdim... Her zaman elele tutuşuruz... Eğer elini bırakırsam, hemen alışverişe başlar... Elektrikli blender'ı, elektrikli tost makinesi, elektrikli ekmek kızartıcısı var... Bana diyor ki "çok fazla ıvır zıvır var ve oturacak tek bir yer yok" Ben de ona elektrikli sandalye aldım... Şunu her zaman hatırlayın... Evlilik boşanmanın birinci nedeni... İstatiksel olarak, boşanmaların %100 ü evlilikle başlıyor... Karıma 18 aydır tek bir söz söylemedim... Onun sözünü hiç bir zam

NAZIM HİKMET 'in Yaşamaya Dair Şiiri

YAŞAMAYA DAİR (1-2-3) 1 Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede, öylesine ki, mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleğinle bir laboratuarda insanlar için ölebileceksin, hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, hem de en güzel en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde. Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından. 1947 2 Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız, yani, beyaz masadan, bir daha kalkmamak ihtimali de var. Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına, hava yağmurlu mu, diye